Handegül TOKER ve Melda KURT – Lübnan ve Tayland Fotoğraflarıyla konuğumuz oluyor.
Lübnan
Birçok etnik grubun birarada bulunduğu Lübnan’da, bütün Batı Asya ülkesinden insanlar mevcuttur. Bu duruma, Osmanlı Devletine bağlı olarak yaşadığı 402 yıl boyunca sâhip olduğu özel statüsü sebep olmuş denilebilir. Değişik zamanlardaki istilâ ve göçler, Haçlı Seferleri, iç çatışmalar, cihan harpleri, Avrupalıların istilâ emelleri ve günümüzdeki süper güçlerin karmakarışık olan Ortadoğu’yu ellerine geçirme arzuları küçük bir Ortadoğu ülkesi olan Lübnan’ı mozaik taşına çevirmiştir. Bu yüzden nüfûsun yarıdan fazlası yabancı kaynaklıdır.
Diğer özelliklerinde olduğu gibi din ve dilde de Lübnan karışıklık arz eder. Nüfûsun % 50’den fazlası Müslüman ise de bunun bir kısmı Şiîlerden meydana gelir. Diğer önemli büyük topluluk Hıristiyanlar olup, çoğunluğu Katoliktir. Arap ırkına mensup olan Marunî Hıristiyanları oldukça fazladır. Ayrıca Melehitler, Ermeniler, Gregoryanlar ve Suriye Ortadoksları da mevcuttur. Üçüncü büyük grup ise, Dürzîler olup, sayıları 80.000’i bulmaktadır.
Yaklaşık 4.000.000 nüfuslu bir ülke olan Lübnan’da kilometrekareye 358 kişi düşer ve çoğunluğu resmî dil olan arapçayı konuşur. Ayrıca Türkçe ve Ermenice de konuşulur. Bunun yanında Fıransızca da oldukça yaygındır.
Nüfusun % 90’ı Arap, % 6’sı Ermeni olup, diğerleri karışık ırklardandır. Nüfûsun % 75’i okur yazardır. Devletin açtığı ve içinde Türkçe öğrenim de yapılan Beyru Üniversitesi’nden başka Amerikan ve Arap Üniversiteleri de mevcut olup, genellikle İngilizce, Fransızca ve Arapça öğrenim yapılır.
Günümüz Lübnan’ı kardeş kanı dökülen ve her an iç harbin eşiğine gelebilen bir ülkedir. Emperyalist ülkeler, geçmişte olduğu gibi bugün de “böl-parçala-yut” prensibiyle Lübnan’ı bölme çabasındadır. Bugün Lübnan’da birçok milis kuvvetleri bulunmaktadır. Hâlen Lübnan’da yaklaşık 400.000 Filistinli mültecî, kamplarda kalmaktadırlar.
Bugün Lübnan’da 7 ayrı ordu vardır; bunlar (50 bin kişilik) İsrâil, (20 bin kişilik) Hıristiyan Falanjist, (12 bin kişilik) Lübnan, (30 bin kişilik) Suriye, (7 bin kişilik) Hür Lübnan, (15 bin kişilik) Filistinli gerillalar ve (7 bin kişilik) Amal ordularıdır. Ayrıca barış gücü de mevcuttur (1993). Dolayısıyla Lübnan her an patlamaya hazır bir barut fıçısı görünümündedir.
1975’te başlayan iç savaştan bu yana silahlı çatışmalar, bu kadar fazla asker ve sivil teşkilatlar bulunması dolayısıyla zaman zaman artmış ve ateşsiz bir gün hemen hemen hiç geçmemiştir.
Lübnan parlamenter cumhûriyet rejimi ile idâre edilir. Beş idârî bölgeye ayrılır. Dört yılda bir seçilen 99 üyeli bir meclis bulunur. Devlet Başkanı, Marunî Hıristiyanlarından olmak üzere altı yıllığına seçilir. Hükûmeti kuran başbakan, Sünnî Müslümandır. Meclis başkanı ise Şiî’dir.
Her ne kadar meclis sandalyeleri kontenjana tâbi ise de, milletvekilleri oldukça karışık dînî topluluklarca seçildiğinden mecliste belli bir dînî topluluğun çoğunluğu elde ettiği pek görülmez.
Politik partiler din farklılıklarını göz önüne alarak hareket etmektedirler. Bugün Lübnan’da Sağcı Falanjistler (Hıristiyanlar), sağcı Müslüman Kardeşler, Yoksunlar Hareketi, Sosyalist Parti, Baasçılar, Iraklı Baasçılar, Nasırcılar, Komünistler, Sünnîler, Şiîler olmak üzere çok sayıda grup vardır. Bunlardan başka Marunî keşişlerinin idâre ettikleri Sedir Savunucuları Cephesi ve Marunî Birliği Milisi ve yedi ayrı ordu, husûsî milis kuvvetler ve Ermeni teşkilatları bulunmaktadır.
Ortadoğu’nun ticâret ve turizm merkezi iken 1975-1976 iç harbinden bu yana savaş, terör, kan ve barut içinde kalan ve imhâ olan Lübnan’da 80.000’in üzerinde yabancı asker vardır.
Ortadoğu’nun ekonomik bakımdan en gelişmiş ülkelerinden biridir. Lübnan ekonomisine özel teşebbüs hâkim olup, ülke liberal iktisat sistemini uygulamaktadır.
Halkın çoğu tarımla uğraşır, bununla berâber millî hâsılanın % 35’ini ticâret ve % 13’ünü de îmâlâtçılık meydana getirir. Lübnan ekonomisi özellikle 1950’den sonra gelişme göstermiştir. Serbest pazar olması, Lübnan’ı, Arap Ortadoğusu’nun ticârî ve mâlî merkezi hâline getirmiştir. Kişi başına düşen millî gelir, 884 dolardır. Daha çok İtalya, Fransa, Suudî Arabistan, Kuveyt, Ürdün ve Suriye ile ithâlat ve ihrâcat münâsebetleri içerisindedir.
Temel gıdâ mahsülü (Creal) olmakla berâber, buğday, arpa, muz, üzüm, şekerkamışı, zeytin, patates, pamuk ve çeşitli sebze ve meyveler yetiştirilir. Tarım ürünleri temel ihraç maddeleri olup, bunların yanında yünlü eşyâlar, deri ve çimento da satılır. Bunlara karşılık dışardan endüstri hammaddeleri, makina, çeşitli eşyâlarla hayvan ve hayvânî ürünler ithal edilir. Gıdâ, şeker, tekstil, çimento ve petrol endüstrileri mevcuttur. İki büyük petrol boru hattı Lübnan’da son bulur. Bu yüzden petrol ve transit taşımacılıktan Lübnan büyük kârlar sağlamaktadır.
Bunlardan başka mobilya ve kâğıt endüstrileri çok önemlidir. Lübnan, en fazla geliri, transit taşımacılıktan elde etmektedir. Beyrut, dünyânın önemli ticârî ve mâlî merkezlerindendir. Normal devrelerde ticâret ve bankacılık merkezi olduğu gibi, aynı zamanda Arap Ortadoğusunun dağıtım kapısıdır. Hava ulaşımı ağırlıkta olmak üzere, transit taşımacılığın üçte ikisi Beyrut’tan geçmektedir. Fakat bu özellikleri iç savaşlar sebebiyle sarsılmaktadır.
Lübnan’ın diğer önemli gelir kaynaklarını mücevherat satımı ve turizm teşkil etmektedir. Elektrik enerji ihtiyacının büyük bir kısmını Litani Nehri üzerindeki Kârûn Barajından sağlamaktadır.
Ülke mükemmel bir karayolu şebekesine sâhiptir. Ayrıca 420 km’lik demiryolu da vardır. Sayda, Beyrut ve Trablus limanlarına her türlü gemi yanaşabilmektedir. Beyrut havaalanı ise Ortadoğu’nun işlek hava limanıdır.
Bangkok
Bangkok, 1782’den beri Tayland’ın başkenti. I. Rama tarafından Chao Phraya Nehri’nin deltasına kurulan şehri, yine aynı nehir ikiye böler. Chao Phraya Nehri ve şehrin içinden geçen irili ufaklı diğer birçok kanal sebebiyle Bangkok’a “Doğu’nun Venedik’i” denilmektedir. Chao Phraya’nın üstünde deniz taksileriyle veya kanolarla yapacağınız gezilerde, şehrin bu lakabı gerçekten de hak ettiğini göreceksiniz. Taylandlılar için korunması gereken önemli üç değer vardır; tapınakları, masaj öğretileri ve Thai mutfağı. Turizmdeki en temel amaçları ise; ülkelerinin dünyada öncelikli olarak bu üç değer ile tanınmasıdır.
Bangkok günümüzde modern bir 21. yüzyıl şehri olmasının yanı sıra gelenekselliğini ve sofistikeliğini korumayı başarmıştır. Şehri gezerken bunu anlamak hiç de zor değildir. Aynı günün sabahında 200 yıllık bir Buda tapınağında huzur bulup, öğleden sonra modern mimariye sahip bir alışveriş merkezinde en son trendlere göre alışveriş yapabilir ve akşamınızı da neon ışıklarının aydınlattığı gece kulüplerinde eğlenerek geçirebilirsiniz. Chao Phraya’da çıkacağınız tekne turu da şehrin geleneksel yüzünü görmenize yardımcı olacaktır.
Alışveriş, eğlence, mistisizm, huzur, gece hayatı, kültür, doğa… Bangkok ziyaretçilerine aradıkları her şeyi en özgün şekilde sunan büyüleyici bir şehir. Muhteşem doğa manzaralarıyla, halkının hâlâ sıkı sıkıya bağlı olduğu gelenekleriyle, acılı ve baharatlı birbirinden lezzetli yemekleriyle, vücudunuzun ve zihninizin bütün gerginliğini alacak Thai masajlarıyla ve çılgın gece hayatıyla Bangkok, ziyaretçilerine unutulmaz bir seyahat sunuyor. Buda’nın tüm dünyaya yaymaya çalıştığı felsefesini yerinde gördükten sonra dünyaya çok farklı bir gözle bakacağınıza emin olabilirsiniz.
Chiang Mai
Chiang Mai, serin iklime sahip olan Kuzey Tayland’ın dağlık bölgede yer alan, oldukça çekici, tarihi ve kültürel yönden de etkileyici zenginliğe sahip bir şehir. Ülkenin kültür başkenti olarak geçen ve Chiang Mai Eyaletinin de başkenti olan şehir, 1296–1768 yılları arasında Lanna Krallığına, 1774 yılından 1939 yılına kadar da Chiang Mai Krallığına başkentlik yapmış Eski Lanna İmparatorluğu’nun başkenti konumunda bulunmuş olan Chiang Mai, başkent Bangkok’un 700 km kuzeyinde yer almaktadır. İsmi “yeni şehir” anlamına gelen Chiang Mai, Tayland’ın ikinci en büyük şehridir. Ülkenin kültür merkezi olarak da bilinen şehir, Kuzey Tayland içerisinde yer alan gezi rotalarına ulaşabilmek için güzel bir başlangıç noktasıdır.
1296 yılında Kral Mengrai yönetimi zamanında kurulmuş olan Chiang Mai; Tayland’ın hem modern hem de kırsal yüzünü yansıtan çok yönlü bir şehirdir. Etrafı dağlarla çevrili, ortasından Ping Nehri geçen, 316 metre yüksekliğindeki yemyeşil bir ova üzerine kurulu olan Chiang Mai’ye, 1920’li yılların sonuna kadar sadece fil sırtında çıkılan safarilerle ya da çetin bir nehir yolculuğu sonunda ulaşılmıştır.
Geçmişte yaşanan bu gözden uzak izole durum, şehrin özgün, mistik ve cazibeli havasını günümüze kadar korumasına yardımcı olan önemli bir etmendir. Chiang Mai; Tayland’ı keşfetmek isteyenlerin mutlaka uğramaları gereken bir şehirdir. Himalaya Dağları’nın eteklerinde kurulu olan Chiang Mai; büyüleyici tapınakları, fil sırtında çıkılan safarileri ve popüler alışveriş ve eğlence mekânı Gece Pazarı ile ünlüdür. Ayrıca bu eğlenceli turistik şehir; kukla şovları ve orkide çiftlikleri gibi birçok ilginç gezi rotasına da ev sahipliği yapmaktadır.
Oryantal Tayland kültürünü ve Thai mutfağını öğrenebilmek için ziyaret edilebilecek en ideal şehirlerden biri olan Chiang Mai, birçok kültür merkezini ve yerel yemek pişirme okullarını içerisinde barındırmaktadır. Her yıl sırf Thai mutfağını ilk elden öğrenebilmek için şehre, binlerce yabancı turist akın etmektedir.
Kasım – mayıs ayları arası Chiang Mai’yi ziyaret etmek için en uygun zamandır. Her ne kadar Tayland’ın geneline göre biraz daha serin ve daha az nemli bir iklime sahip olsa da Chiang Mai, ülkemize göre bir hayli sıcak ve egzotik bir iklimin hâkimiyeti altındadır.
Chiang Mai, deyim yerindeyse dini bütün bir şehir. Bangkok’un 1/12 büyüklüğünde olmasına rağmen, onunla aynı sayıda tapınağa sahip. Bu bölge tarih boyunca Burma ve Tay krallıkları arasında sürekli el değiştirdiği için, mimarisinde Burma etkisi çok fazladır.
Son yıllarda, Chiang Mai giderek modern bir şehir haline gelmiştir. Kim her yıl gelen yaklaşık 1 milyon ziyaretçi için çeşitli konumlar vardır. Chiang Mai de siyasi alanda, ne zaman Mayıs 2006 so-Chiang Mai Girişimi olarak adlandırılan burada ASEAN ülkeleri ve “3″ ülkeler (Çin, Japonya ve Güney Kore arasında) sonucuna varıldı da önem kazanmıştır. Chiang Mai’s tarihsel önemi ticaret yolları Ping nehir üzerindeki stratejik konumu gibi türetilmiştir.
Uzun zaman önce yabancı ziyaretçi akını modern, şehir el işi eşyaları, şemsiyeler, mücevher (özellikle gümüş) için önemli bir merkez ve hammaddesi olarak görev yaptı. Süre resmen şehir (thesaban Nakhon) Chiang Mai sadece 150.000 nüfusu ile Mueang Chiang Mai bölgesinin birçok yerinde kapakları, kentin kentsel yayılma şimdi birkaç komşu bölgeye uzanır. Bu Chiang Mai Metropolitan Area yaklaşık bir milyon kişi, Chiang Mai ilinin yarısından toplam bir nüfusa sahiptir. * Wat Phra Doi Suthep: Tayland’ta en çok ziyaret edilen tapınaklardan biri.
* Doi Inthanon Milli Parkı: Tayland’ın en yüksek dağı olan Dai Inthanon (2565 m.) bu bölgede yer almaktadır.
HANDEGÜL TOKER
MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ FOTOĞRAF BÖLÜMÜ’NÜ BİTİRDİ.MODA FOTOĞRAFÇISI ADİL GÜLTEKİN’İN YANINDA MODA FOTOĞRAFI ASİSTANLIĞI YAPTI. SERBEST REKLAM FOTOĞRAFÇILIĞI VE TASARIM ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRDÜ.2005 LİKYA FOTOĞRAF STÜDYOSU’NUN KURUCULARINDAN OLDU. ÖZLEM GÜZEL BALE VE MÜZİK OKULU’NUN BÜNYESİNDE YAPILANMAKTA OLAN FOTOĞRAF BÖLÜMÜ’NÜN EĞİTMENLİĞİNİ YAPTI.2007 YILINDAN BU YANA İSMEK’DE USTA ÖĞRETİCİ OLARAK FOTOĞRAF EĞİTMENLİĞİ YAPMAKTADIR.2009 YILINDA MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ FOTOĞRAF BÖLÜMÜNDE YÜKSEK LİSANS YAPMAYA BAŞLADI.2011 YILINDA BOYNER BACK-UP FOTOĞRAF KULÜBÜNÜ KURDU .
ESERLERİ:
2003 -YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NİN DÜZENLEDİĞİ ULUSLAR ARASI FOTOĞRAF YARIŞMASINA KATILAN FOTOĞRAFI SERGİLEMEYE LAYIK GÖRÜLDÜ
2004- GENİŞ AÇI DERGİSİNİN DÜZENLEDİĞİ GENÇ SOLUKLAR FOTOĞRAF PROJESİNDE YER ALDI.FOTOĞRAFLARI İSTANBUL FOTOĞRAF MERKEZİNDE GENÇ SOLUKLAR PROJESİNİN İÇİNDE SERGİLENDİ.
2004- DİJİTAL FOTOĞRAF DERGİSİ PORTFOLYOSUNU YAYINLADI
2004- İSTANBUL SAYDAM GÜNLERİNDE MELDA KURT İLE BİRLİKTE HAZIRLADIĞI GÖLGELERİN DİLİ ADLI GÖSTERİYİ SUNDU.
2005- VİZON DERGİSİ’NİN DÜZENLEDİĞİ KADIN VE KADIN İSİMLİ FOTOĞRAF YARIŞMASINA KATILDI.ESERİ DRİMART SANAT GALERİSİNDE SERGİLENMEĞE DEĞER BULUNDU.
2006- YİNE VİZON DERGİSİ’NİN DÜZENLEDİĞİ KADIN VE RENK İSİMLİ FOTOĞRAF YARIŞMASINDA DA ESERİ DRİMART SANAT GALERİSİNDE SERGİLENDİ.
2006- TAKSİM SANAT GALERİSİNDE GÖLGELERİN DİLİ İSİMLİ SERGİYİ MELDA KURT İLE BİRLİKTE AÇTI.
2009- BASIN MÜZESİNDE DÜZENLENEN KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNE KATILDI.
2010- 5. ULUSLARARASI TRİANELE KATILDI
2011- TAKSİM METRO SANAT GALERİSİNDE KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNE KATILDI
2012- TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİNDE KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNE KATILDI
2012- TEPE NAUTILUS’DA EĞİTMENLİĞİNİ YAPTIĞI BOYNER BACK-UP FOTOĞRAF KULÜB’ÜNÜN FOTOĞRAF SERGİSİNİ HAZIRLADI.
2012- YILINDA DÜZENLENEN BURSA FOTOFEST’DE İNSANLIĞIN İZLERİ İSİMLİ FOTOĞRAF YARIŞMASINDA ESERİ SERGİLENMEYE DEĞER GÖRÜLDÜ.
LİKYA FOTOĞRAF STÜDYOSU’NDA ORGANİZASYON FOTOĞRAFLARI ,TANITIM VE STÜDYO FOTOĞRAFI HİZMETLERİ VERMEKTEDİR.ÇEŞİTLİ FOTOĞRAF PROJELERİNİ İÇEREN ÇALIŞMALARDA YER ALMAKTADIR.FOTOĞRAF EĞİTMENLİĞİNE DEVAM ETMEKTEDİR.
MELDA KURT
İSTANBUL’DA DOĞDU 2000 YILINDA MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ FOTOĞRAF BÖLÜMÜNDEN LİSANS ALDI. AYNI YIL MODA FOTOĞRAFÇISI ADİL GÜLTEKİN’İN YANINDA MODA FOTOĞRAFI ASİSTANLIĞINA BAŞLADI. HİLTON OTELİ FOTOĞRAF SERVİSİ TEKNİKA’DA FOTOĞRAF OPERASYON SORUMLUSU OLDU.2002-2003 YILLARI ARASINDA KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEK OKULUNDA FOTOĞRAF VE KAMERAMANLIK BÖLÜMÜNDE FOTOĞRAF EĞİTMENLİĞİ YAPTI.2005 YILINDA LİKYA FOTOĞRAF STÜYOSU’NUN KURUCULARINDAN OLDU.AYNI ZAMANDA MUDO CONSEPT’TE FOTOĞRAF GÖRSEL SORUMLUSU OLARAK GÖREV YAPTI. 2008 YILINDAN İTİBAREN İSMEK’DE(İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESLEK EDİNDİRME KURSLARI)FOTOĞRAFÇILIK BRANŞINDA USTA ÖĞRETİCİ OLARAK FOTOĞRAF EĞİTMENLİĞİNE DEVAM ETMEKTEDİR.
1999 – MİMAR SİNAN ÜNIVERSİTESİ OSMAN HAMDİ BEY SALONU’NDA KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNE KATILDI.
2000_MİMAR SİNAN ÜNIVERSİTESİ TOPHANE-İ AMİRE BİNASINDA KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNE KATILDI.
2003_ALBERTO MODİANO ÖNCÜLÜĞÜNDE TÜRK FOTOĞRAFINDA ÇIPLAK ADLI KARMA DİA GÖSTERİSİNE KATILDI BU ÇALIŞMANIN KİTAP HALİNE DÖNÜŞMÜŞ ŞEKLİNDE YER ALDI.
2004_SAYDAM GÜNLERİNDE HANDEGÜL TOKER İLE HAZIRLADIĞI GÖLGELERİN DİLİ İSİMLİ SAYDAM GÖSTERİSİNİ SUNDU.
2005_YILINDA DEPREMİN BAŞINDAN PREFABRİK EVLERE KADAR DEVAM EDEN SÜRECİ FOTOĞRAFLADIĞI (DEPREMDEN SONRA) İSİMLİ ÇALIŞMAYI ULUSLAR ARASI SAYDAM GÜNLERİNDE SUNDU.
2006 _YILINDA APPLE I-CAN YARIŞMASINA KATILAN ESERİ SERGİLENME ÖDÜLÜ ALDI VE FOTOĞRAF EVİNDE SERGİLENDİ.
2006 _TAKSİM SANAT GALERİSİ’NDE (GÖLGELERİN DİLİ) İSİMLİ FOTOĞRAF SERGİSİNİ HANDEGÜL TOKER’LE BİRLİKTE AÇTI.
2009_BASIN MÜZESİNDE KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNE KATILDI
2010_LOS ANGELES’DE DÜZENLENEN ANATOLIAN CULTURES&FOOD FESTİVALİ KAPSAMINDA DÜZENLENEN KARMA FOTOĞRAF SERGİSİNDE ESERLERİ SERGİLENDİ
2011 KAFKA KÜLTÜR’DE HANDEGÜL TOKER İLE BİRLİKTE GİZEMLİ FAS İSİMLİ FOTOĞRAF GÖSTERİSİNİ SUNDU.
HALEN ÇALIŞMALARINA LİKYA FOTOĞRAF STÜDYOSU’NDA DİJİTAL FOTOĞRAF TASARIMLARI YAPARAK DEVAM ETMEKTE . PROFESYONEL TANITIM VE STÜDYO FOTOĞRAFI ÇEKİMLERİ YAPMAKTADIR. KURUMSAL FOTOĞRAF EĞİTMENLİĞİNE DEVAM ETMEKTEDİR.